8 Ekim 2022 Cumartesi

 RÖNESANS VE SİYASET - 1 

 

Bilimde bu tür bir paradigmatik değişim olurken, siyasetle üzerine düşünen düşünürler de farklı fikirlerle Rönesans sahnesindeki yerlerini alırlar.

Galileo, tüm soruların matematiksel bir dille sorulması gerektiğini zira doğa kitabının bu dille yazılmış olduğunu söyleyerek cevap verir. 

Galileo’nun doğa ve matematik görüşü onu Pisagorcular ve Platon geleneği içerisine yerleştirir: Doğanın özü nihai olarak rakamlardır.

 Duyularımız gerçekliğin bu boyutuna anında erişim sağlamazlar. 

Bu noktada Aristo’dan farklılaşır.

Galileo’nun doğa bilimi; renk koku ve tat gibi duyusal nitelikler için hiç açık kapı bırakmaz.

 “Objektif” doğaya ait değillerdir ve gerçekliğin özünün bir parçası sayılmazlar.

 Duyusal nitelikler subjektiftir. ve yaşayan özneden meydana gelir. 

Galileo’ya göre duyusal niteliklerin subjektifliği teorisi, duyusal deneyimin en önemli bilgi kaynağı olamayacağı anlamına gelir.

 Duyusal deneyimin matematiksel akılla yönlendirilmesi gerekir.

 Doğa deneysel olarak incelenmeli ve matematiksel akıl da doğanın özünü kavramamızı sağlayacak yegane araçtır. 

İnsanoğlu bu matematiksel kavrayışa doğuştan sahiptir. 

Doğanın matematiksel bilgisi Tanrı’nın bilgisi ile çelişemez. 

Bu görüşlerini örnek göstererek Galileo’nin bir empirisistten çok bir rasyonalist olduğu söylenebilir. 

Geometriye dair bilgiler, teknolojik gelişmenin de altyapısını hazırladı.

Bu dönemde hala Aristo ve dünya merkezli duruşa bağlılık mantıksız değildi.

 Kopernik astronomisinin en büyük problemi temel hipotezlerinin günlük deneyimimize çok zayıf biçimde tekabül ediyor görünmesidir.

 İddia edilen olguların açıklanabilmesi Newton’u beklemek zorundaydı.

Newton (1642-1727)’un ortaya attığı fizik teorileri, hem astronomide hem de mekanikte daha önceki teorileri güçlendirdi.

 Newton, yeni fizik biliminde matematiğin özellikle de geometrinin rolünü vurgulamıştır. 

Geometrik şekillerle izah edilebilen hareket kavramı doğa güçlerini ve bu güçlere bağlı olguları açıklamak üzere fizik için bir. 

Newton’un görüşleri felsefe, tıp ve hukuk gibi alanlarda da değişimleri beraberinde getirdi. 

Diğer bilim dalları da mekanik açıklamaların peşine düştü. 

Nedensellik ilkesi bugünü yöneten ilkelerin yarın da şekillendireceği konusundaki görüşü güçlendirdi. 

Gerçeğin ne olduğuna dair ilahiyatın ortaya koyduğu açıklamalar iktidarını bu bilim anlayışına bıraktı.

Tıp bir taraftan anatominin bir taraftan da fizik ve kimyanın gelişmesiyle bağlantılı olarak daha önce normatif ve yorumsamacı bir disiplinken yavaş yavaş bilimsel bir disiplin haline geldi.

 Biyolojiyle ilgili olarak ise indirgemeci (organik doğanın bütün yönleri Newtoncu fizikte görülen mekanik ve materyalist kavramlarla anlaşılabilir yani organik olan inorganikle aynı yasalara tâbidir, burada biyoloji fizik’e indirgenir) ve vitalist (biyolojik disiplinler yaşamın süreçlerini kavramak için eşsiz kavramlara ihtiyaç duyarlar, daha çok Aristo’nun görüşlerine yakındırlar) görüşler arasında bir ihtilaf ortaya çıktı.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ÜTOPYALAR - 1

  ÜTOPYA VE GERÇEKLİK   Sosyalizm on dokuzuncu yüzyıl Avrupa’sının üzerine bir ütopya olarak çökmüştür. Bu ifade, kesinlikle şu iki t...