8 Ekim 2022 Cumartesi

HELEN İMPARATORLUĞU

 

M.Ö. 4. Yüzyılın sonuna doğru şehir devletleri yerini yeni bir devletin oluşumuna bırakmışlardır.   

Bütün bir Helen-Roma dönemi boyunca M.Ö.300’den M.S.400’e kadar eyaletler hem coğrafi hem de nüfus açısından büyümüşlerdir. 

Şehirlerin çözülmesiyle ortaya çıkan siyasal boşluk yerini yeni dinamiklere bıraktı.

Helen-Roma döneminde toplum için birey fikri yavaş yavaş etkisini yitirmeye başlıyor.

 Yunan şehir-devletlerinde, birey toplumun organik bir parçası gibi düşünülüyordu. 

Her birey toplumda kendi yerini bulmak ve kendini, değişik kamu faaliyetlerine katılarak gerçekleştirmekle yükümlüydü.

Her bireyin varlığı ve değeri toplumun bütününe endeksliydi. 

 Helen-Roma dönemi boyunca pek çok açıdan etkin olan iki felsefi akım Epikürcülük ve Stoacılık idi. 

Bu iki felsefenin temel sorusu “bireyin mutluluğu nasıl garanti altına alınabilir” sorusudur.

Şehir devletlerinin düşüşüyle beraber şu iki eğilimin yavaş yavaş ortaya çıktığı görülmektedir:

1. Bütün insanlar için geçerli olan evrensel bir hukuk ve bu hukukun her bireyde somutlaştığı fikri

2. Özel yetişme koşullarından ve toplumsal statüden bağımsız olarak kendi içinde temel bir değer taşıyan özel birey fikri.

Bu doğal haklar kavramının köklerinden birini oluşturur.

 Var olan tüm yasaların üzerinde yer alan ve herkes için geçerli olan evrensel normatif bir hukuk vardır. 

Bunu ilke olarak bütün insanların aslında aynı hukuka tabi oldukları ve bir toplumda var olan hukukun bu evrensel doğal hukuka uymak zorunda olduğu fikri takip eder. 

Bunun tam da şehir devletlerinin bir özelliği olan siyasal katılım yetisinin ortadan kalkmasıyla eş zamanlı olarak ortaya çıkması dikkate değerdir.

 Düzenin (şehir devletleri) yavaş yavaş çökmeye başlaması bireysel refah ve mutluluğun nasıl elde edileceğine yönelik sorgulamaların artmasıyla aynı zamanlara tekabül etmektedir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ÜTOPYALAR - 1

  ÜTOPYA VE GERÇEKLİK   Sosyalizm on dokuzuncu yüzyıl Avrupa’sının üzerine bir ütopya olarak çökmüştür. Bu ifade, kesinlikle şu iki t...