9 Ekim 2022 Pazar

 KÖYLÜLER VE RADİKALİZM

 

17.yy da köylü ayaklanmaları Fransa’da başlıyor zaten. 

Fransa’da bir çok köylü küçük mülk sahibi olmuştu. 

Yine de büyük çoğunluk hiç toprağı olmayan köylüler olabilir... bazı bölgelerde en azından durumun bu olduğu düşünülüyor.

Köylülük kendi içinde bölünmüştü. 

Yoksul köylüler çağdaşlaşmanın asıl kurbanları oldular. 

Çok çeşitli tipleri olan Fransız köyleri çağdaşlaşmadan genellikle İngiliz köylerine göre çeşitli nedenlerle hem daha geç etkilenmiş hem de daha az acı çekmiş olmakla birlikte 18. yy.ın sonuna yaklaşıldığında Fransız köy toplumu da çağdaşlaşmanın açık bir saldırısına uğramış bulunuyordu. 

Aşırı eşitlikçi kuramları savunmaya yöneldiler ve devrimin pik yaptığı sıralarda kentlerdeki radikal gruplarla birleştiler. 

Köylü aristokrasisinin ve köylü çoğunluğun her biri kendi yolunda giden bazen devrimci bazen devrim karşıtı iki farklı köylü devrimi yaşanmaktaydı diye tarif etmiştir yazar.

Köylülüğün üst katmanları toprağın kullanım hakkına sahip olmakla birlikte toprağa sahip değillerdi. 

Fakat bir çoğu özgür kişi durumundalar.

 Tam olarak feodalizme karşı değiller. 

Henüz soyluluğun ayrıcalıklarıyla kendi sorunları arasındaki bağı görebilmekten uzaklar.

Etats Generaux’nün devleti ele geçirmek istemesi karşısında Tiers Etat buna direniyor.

Zengin soylular feodal hakların bazılarından vazgeçmeye hazırlar fakat kırsal senyörlerin hayatı tamamen bu ayrıcalıklara bağlı ve en çok direnen de onlar.

1786’da İngiliz manifaktürlerine konulan vergilerin düşürülmesi .

Bu durumda pek çok Fransız işsiz kaldı. 

Köylülerin yan işlerini sekteye uğrattı. 

Tahıl yasalarındaki değişiklikler, doğal felaketler vs derken köylü isyanları patladı.

Büyük korku adı altında kaotik bir ortam var.

 Liberal aristokratlar burjuvaziyle birbirlerini kucaklıyor. 

Köylüler yoksul sınıflar bir arada.

Kentin ve kırın orta büyüklükteki mülk sahipleri aristokrasinin entrikası sonucu ortaya dökülen eşkıyalardan korunmak adına kendi aralarında örgütleniyorlar vs.

Köylü şiddeti burjuvaziyi aristokratlarla işbirliği yapacak kadar korkutuyor.

Karşı devrimi gerçekleştirecek muhalifler birlik oluyor. 

Üçüncü tabakanın kurmuş olduğu kurucu meclisi iplemiyorlar.

Fransız Devrimi soylulardan gelen bir saldırıyla başlamış; ilerledikçe daha radikalleşmiştir. 

Devrimin ilerleyişi esnasında burjuvazinin daha radikal kesimleri iktidara gelmiş her biri bir öncekinden daha radikal politikalar izlemiştir.

 İtici güç sans culotte lar. 

Kır kesiminin aktif desteğini aldıkları sürece de başarılılar.

 Mülk sahibi köylülerin çıkarları sans culotte larla çatıştığında ise devrimi itekleyen güç azalmış ve radikaller temizlenmiştir.

4 ağustos 1789 bildirisiyle ancient regime in tamamen yıkıldığını söylemek biraz abartı kaçar. 

Fakat meclis yasa önünde eşitlik ilkesi, feodal yükümlülüklere tazminatsız olarak son verilmesi, cezalarda eşitlik ilkesi, herkesin kamu hizmetlerine kabul edilebilirliği kuralı, devlet memurluklarının satılması uygulamasının ve rahiplerden alınan öşür vergisinin kaldırılmasını onayladı.

Yazar kurucu meclisin bu kararları çok da hoşnut bir şekilde geçirmediğinin ortadaki radikal tehditten dolayı onayladığını belirtmektedir.

14 Temmuz Bastille ele geçirildi

20-25 Haziran kral kaçmaya çalışıyor.

10 Ağustos 1792 Tuileries Sarayı’nın yakılması ulusal bir başkaldırıya dönüştü .

Mayıs 1793 Jakoben Robespierre Jirondenlerden iktidarı alıyor.

Ayaklanmaların bir sonucu olarak köylüler bir takım önemli kazançlar elde ettiler.

Loi agraire ve köylülerin radikal düşünceleri ve zengin köylülerin itirazları.

Radikal tarım protestolarının ortak yönü hepsi özel mülkiyetin ya tümüyle ortadan kaldırılmasını ya da eşitlikçi bir anlayışla çok sıkı bir biçimde sınırlandırılmasını istiyordu.

Pazar düzeneğinin etkilerinden kurtulmak için bolluk ambarları gibi önlemlerin alınmasını istiyordu.

Pazar düzeneğini kullanarak zenginleşenlere bileniyorlar.

Çıkış aşamasında burjuva devriminin radikal kanada ihtiyacı vardı. 

Mülkiyet konusundaki bağdaşmaz tutumları devrimin üçüncü evresinde son kez birleşip ayrılmalarıyla sonuçlandı.

1793’te köylülere önemli bir takım haklar veriliyor . 

Burjuva devrimi radikallerin etkisiyle eksen kaymasına uğrayacak.

 Bu noktada kent radikalleri ve köylüler hala biraradalar.

Halkın tükettiği maddeler karneye bağlanamıyor henüz bu kadar merkezi planlama yapabilme imkanı yok. 

Robespierre’in popülaritesini yitirme nedenlerinden birisi de budur.

Olası komünal çiftlik senaryoları en çok zengin köylüyü tedirgin etti. 

Nitekim devrimin radikal evresi en çok zengin köylüyü taciz etti.

Yoksul köylülerin isteklerine ise konvansiyon meclisinde ve kamu güvenliği komitesinde karşı çıkıldı.

Kısacası radikal evrede kentli baldırı çıplaklar Jakoben önderleri sonunda devrimi kurtaran politikalara itebilmişlerse de bu köylülerin devrimin aleyhine çevrilmesi pahasına olmuştur.

Tahılda yükselen fiyatlar yoksul köylüyü de vurdu.

Bu dönemde, kentli baldırıçıplakların gereksinimleri ve özlemleriyle kırsal kesimin tüm gruplarının çıkarları arasında sonunda dolaysız ve açık bir çatışma ortaya çıktı.

 Bunun başlıca belirtisi, kırsal kesimle kentler arasındaki mal değişiminin azalması özellikle kentin mal sağlama olanaklarının kötüleşmesi oldu.

Robespierre’in düşüşünün nedenleri arasında politikalarının kır kesimiyle kentli yoksulları doğrudan bir çatışma noktasına getirmesinde ve kentli yoksulların durumunu daha da kötüleştirmesinde yatmaktadır.

1795 de radikallerin son bir çırpınışı var ama devrim ordusu özel mülküyet ve düzeni korumak adına silahlarını bu sefer onlara yükseltecek.

 Bir ordunun halk ayaklanmasına karşı ilk defa kullanılışı diye de belirtmiş.

Köylülerin arasından da karşı devrim için ayaklanmalar olmuştur. 

Anti kapitalist, devrim karşıtı Vendee ayaklanması.

 Topraktan alınan feodal kiralar vardı. 

Devrim bunları kaldıramamıştı. 

Devrimin para biriminin değeri düşünce toprak beyleri kiralarını mal olarak istediler.

 Öşür vergisi kaldırıldığında toprak beyleri kiralara aynı oranda artış yaptı. 

Devrimin eklediği vergiler toprak beyinin değil köylünün sırtına bindi ama bir de rahiplere yönelik saldırılar köylüyü asıl çileden çıkaran durumdur diyor yazar.

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ÜTOPYALAR - 1

  ÜTOPYA VE GERÇEKLİK   Sosyalizm on dokuzuncu yüzyıl Avrupa’sının üzerine bir ütopya olarak çökmüştür. Bu ifade, kesinlikle şu iki t...