GALENOS VE ALLANOİ
M.O. 4. yuzyıl oncesinde, tapınak tıbbı haricindeki bir hekimlik mesleğine
dair diploma veya benzeri belgelerin alındığı kurumlar bulunmadığından herkes
kendisine hekim diyerek ortaya cıkabilmekteydi.
Makedon Krallığı ve sonrasında kral ve imparatorları, saray
mensuplarını, koleleri, asker ve gladyatorleri veya gorevlendirildikleri
icin yoksulları tedavi eden hekimler sınıfı oluşmuştur.
Değişik tedavi yontemleri uygulayan ayrı hekimler arasında,
goz, kulak, diş, kadın hastalıkları gibi ozellikli konuların uzmanları,
alanları farklı cerrahlar, su ve şarap tedavisi uygulayıcıları sayılabilir.
Hekimlerin yaptıkları muayene ve cerrahi operasyon, yardım gerektiren
zahmetli bir iş olduğu icin asistanlar ile calışılırdı.
En azından, hasta, hekim ve asistan olmak uzere uc kişiyi
alacak yeterli buyuklukte bir mekan operasyon odası olarak kullanılırdı.
İtalya’nın Roma kentinde, coğunluğu Yunan, bircok sağlıkcı
bulunuyordu.
Yunanca konuşan hekimlerin daha cok tercih edilmesi, Ege
dunyası tıp ve uygulayıcılarına olan guveni gösterse de, hekimlik, halk
arasında erken Roma İmparatorluk Donemi’nde güvenilir ve saygı
uyandıran bir meslek konumuna henuz ulaşamamıştı.
Pergamon’da M.S. 129’da doğan Galenos, Antik Cağ’ın en onemli eczacı
ve cerrahlarındandır.
Galenos’un yaşadığı donemden tasvirini bilmiyoruz, ilk temsili
betimi 512 tarihli Julliana Anissius’a armağan edilen Dioskorides’in
kodeksindedir.
İtalya’da 1104 tarihinde inşa edilen Anagni katedralinde ve 16.
yuzyıldan itibaren bazı yayınlarda taş baskı ve gravürleri mevcuttur.
1865’de Pierre Roche Vigneron’un yaptığı taş baskı temsili resim
ise en yaygın kullanılanıdır.
Temel eğitimini mimar ve matematikçi olan babası Nikon’dan
almıştır.
Nikon’un ruyasında sağlık tanrısının oğlunun doktor olmasını
oğutlemesi sonucunda babası Galenos’u once Smyrna’ya sonra
da İskenderiye’ye tıp oğrenimine gondermiştir.
Galenos Pergamon’da tıp eğitimi almamıştır; zira Pergamon’da tıp
eğitimi veren bir kurum yoktur.
Bu donemde İskenderiye tıp eğitimi kadar kütüphanesiyle de meşhurdu.
Hippokrates’e (M.O.460-370) atfedilen ama
aslında İskenderiye kutuphanesinde derlenen ve M.O. 4. yuzyıldan
itibaren yaklaşık 500 yıllık tıp yazılarının kulliyatı olan Corpus
Hippocraticum, ansiklopedi yazarı Celsus’un M.S. 1. yuzyılda kaleme
aldığı De Medicina isimli eseri, Dioskorides’in M.S. 1.
yuzyılda kaleme aldığı, bazıları resimlenerek kataloglanmış ilac hammaddelerini
iceren, DeMateria Medica, Galenos’un tıp eğitimi sırasında
kullandığı temel eserlerdendir.
İskenderiye tıp okulunda, doğru sonuca varmak icin kadavra ve
hayvanlar uzerinde çalışmaktan da kacınılmamıştır.
Tedavi ve tıp eğitimi konusunda unlenen İskenderiye
ekolu, akılcı tıbbın savunucusu olarak, doğru sonuca varmak icin
kadavra, bazen de canlı uzerinde calışmakta sakınca gormemiştir.
Akılcı tıp, deneye dayalı gozlem esasına inanmamıştır.
Ampirik (deneysel) goruş ise, deneyimi onemsemeyen tıp felsefelerine karşı
cıkmış, tıbbın iklim, kişi ve diğer pek cok şeye gore değişiklik
gosterebileceğini savunmuştur.
İskenderiye ekolu, akılcı tıbbı deneyime dayalı olarak geliştirip iki
metodu birleştirmeyi başaramamıştır.
Farklı yerlerdeki eğitimi tamamlandığında ve Pergamon’a
ailesinin yanına donduğunde Galenos 28 yaşındadır ve artık hekimlik
mesleğini yapma aşamasındadır.
Babasının ısrarlarına dayanamayarak kendisine teklif edilen gladyator
hekimliği gorevini kabul etmek zorunda kalır.
Başta istemediği bu gorevin ona bilimsel anlamda ne kadar faydalı olduğunu
Roma’da hekimlik yaparken (M.S.162-166 / 169-179) yazdığı eserinde değinmiştir.
Aynı eserde Galenos’un değindiği diğer bir konuysa şifalı sularıyla meşhur
Allianoi’dur.
İzmirli bir hatip olan Aristeides’in ve Pergamonlu Galenos’un Allianoi
yerleşiminin adını zikretmesi muhtemelen bu adlandırmanın M.S.1 ve 2.
yuzyıl icin yerel olduğunu akla getirmektedir.
Zaten Galenos yerleşimin ismini verdikten sonra acıklama gereği duyarak “oraya
böyle denir” gibi bir ifade kullanmıştır.
Klaros’ta bulunan, Apollon Klarios’un Aristeides’e kehanetini
aktaran bir yazıttaki, “Kaikos vadisinde Telephos’un ünlü kentinin
olduğu Asklepios kür merkezine değil, şifalı suları olana gideceksin”
ifadesine gore kastedilen yerin Allianoi olabileceği duşunulmuştur.
Bunu “Ünlü olan Pergamon Asklepieionuna değil daha az
bilinen şifalı suları olana gideceksin” şeklinde de
yorumlayabiliriz, Aristeides, eserinin Allianoi sularına
yolculuk adını verdiği ucuncu bolume “beni buraya Tanrı
gönderdi” sözleri ve bahsi gecen yazıtı birleştirirsek Aristeides’i
Allianoi’a yonlendiren tanrı Apollon’dur.
Bu yazıttan, Aristesides ve Galenos’a gore şifalı suları olan ve sağlıkla
ilişkili soz konusu yerleşimin Allianoi olarak adlandırılmasının sanırım sadece
burayı bilen ve gelenler arasında olduğu sonucu cıkmaktadır.
Bu noktada Galenos’un bu ismi kullanması bu yazının
kapsamı acısından da ayrıca onemlidir.
Galenos’un, Roma’da hekimlik yaparken yazdığı, cerrahi deneyimlerini de
aktardığı eserlerinin bir kısmı gunumuze ulaşabilmiş ve bin yılı aşkın bir sure
cerrahinin en onemli başvuru kaynağı olarak kullanılmıştır.
Roma’da coğu hekimin iyileştiremediği hastaları Galenos’un tedavi
edebilmesi İmparatorun da dikkatini cekmiş; Marcus Aurelius zamanında
saray hekimliği, ardından Commodus zamanında imparatorun ozel hekimi olmuştur.
Galenos’un, Roma’ya gitmeden once, Pergamon’da gladyator hekimi olarak
calıştığı, oncellerinin coğu olumle sonuclanan mudahalelerine
karşın, başarılı tedaviler uyguladığı mudahalelerin, Allianoi’da olabileceği
fikri ilk kez doktora tezimle ortaya konmuş ve ardından yayınlanmıştır.
Bu calışmada arkeolojik, tarihsel ve yazılı kaynaklara
dayanan bu sav değerlendirilecektir.
Askerlerin, gladyatorlerin ve toplu yaşantının olduğu daha bircok yapıda
sağlık ile ilişkili mekanlara ve dolayısıyla bu konudaki kontekstlere
rastlanması olasıdır.
Bu calışmada da sağlık, tıp ve cerrahi kontekstleri iceren Allianoi
yerleşimi, Pergamon’da bir sure gladyator hekimliği yapan Galenos ve
dolayısıyla gladyatorlerle olası ilişkileri bağlamında değerlendirilecektir.
Bu değerlendirmeyle de Allianoi yerleşiminin ne olduğu sorgulanmaya
calışılacaktır.
Oncelikle tıp, sağlık, hijyen ve cerrahi kontekstlerinin hangi yapı ve
yapı gruplarında bulunduğunun sorgulanması ve kontekstlerinin Allianoi
ile olan benzerlikleri veya farklılıkları sorgulanmalı ardından da
gladyatorlerle ilişkilendirilmelidir.
Sivil hastane fikri Roma Donemi’nde henuz uygulanmasa
da, askerler, valetudinariumdenilen askeri hastanelerde tedavi
edilebiliyordu.
Ordunun yuksek sınıfı tıbbi yardıma rahatca ulaşabilirken, normal
askerlerin bu şansı daha azdı.
Savaş zamanlarında, işleyişi kolaylaştırmak icin, yaralıları
arazideki askerler iyileştirmeye calışır, ancak hasta veya ağır
yaralılar valetudinariuma yerleştirilirdi.
Antik Cağ’da, tedavi şekli ve yeri, hastanın statusune gore değişiyordu.
Zenginler, nadiren evde ozel bir mekan ayrılmış aile hekimi
veya evlerine cağırdıkları uzman hekim tarafından tedavi ediliyordu.
Orta halli kişilere, belirlenmiş bir kamu mekanı veya hekimin
evindeki bir odada tedavi hizmeti verilebiliyordu.
Devamlı hekim bulunduramayan kucuk yerleşimler, tedavi
ihtiyacını gezici hekimlerle karşılıyordu.
İmparator Vespesianus (M.S. 69-79) kanunlarına dair bir
yazıtta “Bergamalı Hekimlerin tıbbi masajı”na
değinilmesi; Pergamon’da Galenos öncesinde de gladyator hekimlerinin
olduğunu ve bu hekimlerin sporcu masajlarıyla un saldığını gostermektedir.
Dolayısıyla Galenos’a atfedilen ilk spor hekimi iddiasından da
vazgecilmelidir.
Galenos’dan yaklaşık yuz yıl once Pergamon hekimleri ozellikle masaj
tedavileri konusunda tum Roma İmparatorluğunda zaten tek isimdi.
Bergama amfi tiyatrosu, stadyumu ve aşağı şehir tiyatrosunun gladyatorler
tarafından kullanıldığını duşunebiliriz.
Galenos’un M.S.157-162 yılları arasında gladyator hekimliği yaptığı
yerin bu uc mekana yakınlığı nedeniyle Asklepieion olması, olumle
sonuçlanması muhtemel gladyator yaralanmaları icin mumkun değildir.
Gladyator musabakalarının yapıldığı amfi tiyatro da ayrıntılı
operasyonlar için elverişsizdir.
Gladyator hekimliği olarak adlandırdığımız konunun
içeriği burada onem kazanıyor.
Gladyator hekimliğinde ilk etapta, musabaka öncesinde dinlenme ve
uygun beslenme soz konusudur.
Musabaka sonrasında ise, yine dinlenme ve uygun beslenme haricinde,
ozellikle yaralanma tedavileri, masaj tedavisi ve termal tedavi one cıkar.
Asklepieionlardaki, psikoterapi ağırlıklı teşhis ve
tedavi, rahip hekimler tarafından gercekleştirilmekteydi.
Hastaların gorduğu ruyalar rahipler tarafından yorumlanır ve
tedaviye karar verilirdi.
Pergamon, Kos, Epidauros, Korinthos ve Atina’da dinsel tıp
merkezi Asklepieionlar bilinmektedir;
Bu beş dinsel sağlık merkezini eş olcek ve yon birliği acılarından karşılaştırmalı
olarak gorduğumuzde one cıkan örneğin Pergamon olduğu acıktır.
Dinsel tıp kapsamındaki tedavi amacı taşımayan
trepanasyon, sunnet ve hadım etme gibi az sayıdaki cerrahi mudahaleler
bile dinen yasaklandığı icin Asklepieionlarda gercekleştirilmemiştir.
Dinsel tıp alanlarında bulunan adaklar iyileşmesi istenen veya
iyileşen yerlerin modelleridir.
Ayak, bacak, el, kol, goz, kulak ve cinsiyet bildiren
adaklar genellikle cerrahiyle değil masaj ve ecza ile ilişkilidir.
Ecza konusunda da Allianoi’da onemli veriler olduğunu belirtmek gerekir.
Allianoi’da da bazı mermerve bronz dinsel tıp buluntularına ve bir
Telesforos heykelciğine rastlanan sınırlı dinsel tıp verilerinin yanında,
yayınlanan ve yayın aşamasında olan metal ecza gerecleri; ecza
tablaları; eczacılıkla ilişkili taş ve pişmiş toprak eserler; ecza ve
tıpla ilişkili kemik eserler de ele gecmiştir.
Tabernae Medicae isimli
eczaneler, dinsel tıp uygulama alanı Asklepieionlar, İspanya Elche ve
icinde bir de askeri hastanesi bulunan Almanya Neuss garnizonun hamam yapısı
bazı Roma garnizonlarının hamam yapıları sınırlı sayıda tıp ve cerrahi
konteksti icerir.
Tıp aletlerinin diğer bir buluntu yeri de sağlık evi olarak
kullanılan hekim evleridir.
Hekim evlerinin en tanınmışları Pompeii’dedir.
Pompeii’deki hekim evi haricinde, ozellikle amfi tiyatro
ve ludus yakınında, bazı evlerin dış cepheden acık odalarında da tıp aleti
tespit edilmiştir.
Bunlardan uzun suredir tanınan Casa del
Chirurgo’nun hakkında bilinenlerin coğu 1984’de Bliquez tarafından değiştirilmiş
ve muhtemel doğumevi Casa del Medico Nuova I olarak tahmin
edilmiştir.
Kentin guneyinde, gladyator okulu (ludus gladiatorius)
civarında ve şehrin kuzeyinde yoğunlaşıyordu.
Nerdeyse tum bir insulayı kaplayan gladyatör kışlasının koşesindeki hekim
evi Casa del Medico dei Gladiatori olarak adlandırılmıştır.
Boylelikle aslında gladyatorlere ait ozel bir tıp mekanından
da bahsedilmiş oluyor.
Gladyatorler kışlası caprazında Medico Nuovo II olarak
adlandırılan diğer bir hekim evi hekiminin, jinekoloji ve goz hastalıkları
da dahil ceşitli calışma alanları olduğu kontekstten anlaşılmıştır.
Tıp aletlerinin ele gectiği diğer evler olasılıkla, kendilerine
ait ozel hekim barındıran zenginlerin olmalıdır.
İtalya’da, onemli iki yolun güzergâhındaki ve amfi tiyatrosu da
bulunan Rimini hekim evinin hem askerler, hem de gladyatorler
tarafından kullanılmış olması muhtemeldir.
En önemli hekim evlerinden olan kontekste tıpla ilişkili yaklaşık 150
buluntu ele gecmiştir.
Bu hekim evinde ecza ve genel cerrahi yanı sıra, kemik cerrahisi,
litotomi, uroloji ve diş tedavisi uygulanmıştır.
Bulgaristan’ın Varna kentindeki Antik Marcianopolis kalıntılarında
tespit edilen bir hekim evi tabanında, cok sayıda tıp aleti ele gecmiştir.
Burada litotomi, uroloji, jinekoloji, kemik cerrahisi ve
oftalmoloji uygulamaları yapılmıştır.
Antik Moesia bolgesinin tek amfi tiyatrosunun da Marcianopolis’te
olması kanımca bir rastlantı değildir.
Canakkale Ayvacık ilcesinde bulunan Apollon Smintheus
Tapınağının hemen kuzeyinde de M.S. 2. yuzyıla ait ve tabanı mozaik
kaplı bir hekim evi tespit edilmiştir.
Smintheion’da M.O. 1. Yüzyıldan itibaren 300 yıl devam eden Apollon
Smintheia Pauleia spor oyunlarının duzenlendiği bilinmekte olup şenliklerde odul
almış aynı okuldan ya da eğitmenden yetişmiş sporculara ait 9 adet heykel
kaidesinde, dereceleri, isimleri ve spor dalları belirtilmiş; hekim evinin
bu müsabakalarla ilişkili olması muhtemel gorulmuş ve alandan, bronz ve
kemikten ecza kaşıkları, ecza tablası gibi gerecler ile bir amulet ele
gecmiştir.
Buluntular ve evin konumu buradaki hekimin tapınak tıbbına bağlı
olduğunu kanıtlar niteliktedir.
Pompeii, Marcianopolis ve Rimini hekim evlerini yon birliğinde
olcekli olarak karşılaştırdığımızda, bunların genellikle peristilli (ve
nispeten zengin konutlarından farksız) olduğu gorulmektedir.
Buna bakılarak Allianoi’da tespit edilmiş bazı peristilli yapıların
da muayene ve tedavi amaclı kullanım gormuş olabileceği duşunulebilir.
Bazıları insula denilen yapı adacıklarının tamamını
kapsayan Allianoi peristillerine ait saptanmış tıp aleti kontekstleri
yayınlanmıştır.
Dinsel tıp haricindeki ecza, cerrahi ve genel sağlık uygulamalarının
yapıldığı yer ve mekanlara baktığımızda buraların genellikle ya
askerler ya da gladyatorler tarafından kullanıldığını gormekteyiz.
Her ne kadar Pergamon’da bir garnizon anlamında askeri topluluktan
bahsetmek mumkun olmasa da gladyatorlerin varlığı Anadolu’nun nadir amfi
tiyatrolarından birinin burada olması nedeniyle acıktır.
Antik kentin bu kısmında 1930 ve 1950’li yıllardaki sondaj ve
temizlikler haricinde kapsamlı bir kazı olmadığı icin Bergama icin son
derece onemli bu uc yapı hakkında tarihi ve plansal bilgimiz eksiktir.
Gladyatorlere dair cok bilgimiz olmasına karşın soz konusu Kucuk Asya
gladyatorleri olduğunda durum tam tersidir.
Antik kaynaklardan, Nikomedeia (Dio Cassius), Pisidia Isaura
(Ammianus), Laodikeia (Cicero), Mylasa (Cicero), Ephesos (Plutarkhos) ve
Pergamon’da (Galenos) gladyator oyunları olduğuna dair sınırlı aktarımlar
mevcuttur.
Pergamon’dakinden daha az korunmuş Kyzikos amfi tiyatrosuyla
birlikte, Batı Anadolu’da doğrudan amfi tiyatro olarak inşa edilmiş
sadece iki ornek bilinir.
Kyzikos amfi tiyatrosu da Pergamon gibi şehrin ve surların dışında ve dere
yatağındadır.
Maalesef onunda Pergamon amfi tiyatrosu gibi kapsamlı
araştırması yapılmamıştır.
Yaklaşık 155x180 metre olculerinde oval formlu olduğu ve
muhtemelen M.S. 117 depremi sonrası yapıldığı varsayılır.
Tıp aleti buluntularıyla gladyatorlerin paralelliğine işaret
edebilecek önemli hekim mezarlarından biri de Kyzikos’dandır.
Kyzikos amfi tiyatrosu, Kyzikos Hekim mezarı konteksti ve Kyzikos buluntusu
gladyator stelleri tıp ile gladyatorlerin ilişkisini bir kez daha kanıtlar
niteliktedir.
Araştırması ve kazısı yapılmış amfi tiyatroların hem buyuklerinde hem
de taş temel uzerine coğu ahşaptan yapılan kucuklerinde, yakın çevresinde
Ludus adı verilen gladyator okulları tespit edilmiştir.
Bildiğimiz gladyatör okulu orneklerinde bazı hijyen ve ecza gerecleri
haricinde cerrahiye ilişkin onemli bir buluntu saptanmaması, olasılıkla
Pergamon’da da olması gerekli benzer yapının gladyator hekimliğinde kullanılmamış
olduğunu duşundurmektedir.
Gectiğimiz yıllarda en son tespit edilen, Avusturya’daki bir gladyator
okulu, kazı oncesi zemin tarama verilerine dayanan canlandırmasının ardından,
turizm icin bir cekim merkezi haline gelmiştir.
Bu nedenle de Bergama’da amfi tiyatro ve cevresinde, yapılaşma karşısında
daha da gec kalınmadan gerekli araştırmaların yapılması gerekmektedir.
M.S. 1. ve 3. yuzyıllar ozelinde, antik cerrahinin askeri
yayılım ve gladyatör oyunlarıyla ilişkili olduğu arkeolojik belgelerle kanıtlanabilmektedir.
Roma garnizonlarının yol guzergahında ayrıntılı araştırma yapılabilen tum
garnizon merkezlerinde valetudinarium adlı askeri hastaneler tespit
edilmiştir.
Roma Donemi coğrafyasında tespit edilen M.S. 1. ve 3. yuzyıl
hekim mezarlarının dağılımlarına baktığımızda da Roma garnizon yol
güzergâhındaki buluntu yoğunluğu dikkat cekicidir.
En onemli Hekim mezar kontekstlerinden Ephesos-127 ve Ephesos-228 de
Batı Anadolu’nun gladyator oyunlarının en yoğun olduğu bolgeden ele
gecmiştir.
Garnizon yol guzergahlarının dışında kalan hekim mezarları
ise, gladyator oyunları duzenleyen buyuk yerleşimlerin yakınındadır.
Sivil hastane fikrinin henuz oluşmadığı devlet tekelindeki tek
sağlık kurumları valetudinariumlardır.
Yapılan karşılaştırmalarda da gorulduğu gibi bu hastane yapıları her
zaman garnizonların icindedir.
Anadolu’nun Roma garnizon yerleşimine bakacak olursak Melitene
(Malatya Battalgazi), Zeugma (Gaziantep Nizip Belkıs Koyu), Satala
(Gumuşhane Kelkit Sadak Koyu), Trapesus (Trabzon), Samosata (Adıyaman
Samsat), Nisibis (Mardin Nusaybin?) olmak uzere tamamı doğu ve
guneydoğu Anadolu’da olan toplam altı merkezden bahsedilir.
Doğu garnizon yolu uzerinde, ulkemizde araştırılması yapılmış tek garnizon
yerleşimi Zeugma’dır.
Ne yazık ki Zeugma garnizon hastanesinin diğer garnizon hastanelerine
benzeyip benzemediği tartışması cevaplanamamaktadır.
Kazılar tamamlanmadan bu alan da tıpkı Allianoi gibi baraj suyu
altında kalmıştır.
Sondajlardan birinin hastane yapısına denk geldiği duşunulebilir.
Allianoi’a donecek olursak buluntuların yoğunlaştığı
alanın hastane olarak tanımladığımız alan olduğu goze carpmaktadır.
Bir sel dolgusu altında kalarak cok iyi korunmuş kontekstine rağmen
hastanenin kazısı tamamlanamamıştır.
15 odası araştırılabilen hastanenin tahmini 14 odası hic
kazılmamıştır.
Hastane odalarından b4 mekanında 2 staphylagra, 3 tutucu, dil
baskısı, tup sonda, kaldırıcı ve bir sonda mahfazası parcası ve ic
hemoroitlere mudahale icin bir anal speculum bulunmuştur.
Kontekstlerine bağlı olarak b4 mekanında kucukdil ve hemoroit
operasyonları; b7 mekanında uroloji ve litotomi; b5 mekanının goz
cerrahisi; c1 mekanının cerrahi dikiş / sutur; Allianoi genelinden ele
gecen tıp aletleri arasında genel cerrahi amaclı neşterler, uroloji, litotomi
ve lavman gerecleri; dağlama amaclı demir koterler, hacamat kabı, katarakt
iğnesi sapı, genel amaclı duz tutucular ve ozel amaclı capraz tutucular
bulunmuştur
Allianoi Hastanesinin kazı sırasındaki son durumuna dayanan ve tarafımdan
hazırlanan bir tumleme plan teklifi, tespit edilen diğer hastane yapılarıyla
plan, boyut ve form acısından karşılaştırmalarda kullanılabilir.
Garnizon ici hastane yapılarının gerek tipolojik gerekse analojik genel bir
calışması bulunmamakla beraber boyut ve form acısından uc tip altında
genelleyebiliriz.
Bunlardan ilki ve en cok orneği olan form ic ice iki sıra mekan
sırası olan ve diğerlerine gore nispeten daha geniş alan kaplayanlardır.
Birinci tipin ornekleri arasında Vatera / Xanten / Colonia Ulpia Taiana I,
Vatera / Xanten / Colonia Ulpia Taiana II, Neuss / Novaesium, Haltern, Bonn,
Novae, Inchtuthil, Windisch ve Altenburg sayılabilir.
Birinci tiple Allianoi hastanesini karşılaştırdığımızda oda
sayılarının diğerlerinde cok ve boyut acısından da buyuk olduğu gorulur.
İkinci tip ise orneğini Valkenburg ve Kunzing’de
gorduğumuz merkezi avlu yerine merkezdeki koridor cevresinde
sıralanan odalardan oluşan hastane tipidir.
Ucuncu ve son tip ise merkezi avlu etrafındaki bir sıradakiodalardan oluşan
ve Allianoi orneğine en benzeridir.
Ucuncu tipin orneklerine Hausestaads, Aquis Querquennisin ve Wallsend
/ Vidolanda’da rastlıyoruz.
Allianoi hastanesini yon ve olcek birliğiyle ikinci ve ucuncu tiple
karşılaştırdığımızda, Hausestaads, Aquis Querquennisin ve Wallsend ornekleri en
yakın benzerlerdir.
Sonuc olarak Galenos’un gladyator hekimi olarak calıştığı
yer Allianoi’da bahsettiğimiz hastane yapısı olmalıdır.
Hastane yapısı ozelinde, şu anki bilgilerimize gore, Roma askeri
garnizonu icerisinde olmayan saptanmış tek hastane orneği de Allianoi’dadır.
Bu bağlamda Allianoi ile birlikte sanırım Antik Cağ’ın ilk garnizon
dışı hastanesi de araştırmaları tamamlanmadan yok edilmiş oldu.
Allianoi, tıp ve gladyator ilişkisi, yerleşimin niteliğinin ne
olduğunun anlaşılması acısından da son derece onemlidir.
Kentlerin bir kutsal alan gibi hemen yakınında bazen de biraz dışında
olabilen Asklepieionların, hekim evlerinin ve diğer tıpla ilişkili mekanların
merkez kentle olan mesafeleri Allianoi orneğine uymaz.
Allianoi’un bağlı olduğu merkez kentin Pergamon
haricinde duşunulmesi de olanaksızdır.
Elbette ki Pergamon yakınlarında Allianoi civarında bir garnizon da yoktur
ve olamaz.
Ancak Allianoi yerleşim planını diğer garnizonlarla
karşılaştırdığımızda carpıcı benzerlikler soz konusudur.
Allianoi merkez yerleşim olarak adlandıracağımız ve kazıların yoğunlaştığı
alan doğu ve batı ana girişleri haricinde dış giriş ve ulaşıma
kapalı kabaca bir dikdortgen alandan oluşur ki bu alışılmış garnizon planı
uygulamasıdır.
Allianoi yerleşimi ile garnizon planı benzerliğinde diğer bir nokta
da T” planlı decumanus / cardo cadde uygulamalarıdır.
M.S. 1. yuzyılın ikinci yarısında İmparator Vespesianus
zamanında Bergamalı Hekimlerin tıbbi masajı”ndan bahsedilmesio donemde
bile spor hekimliği konusunda Pergamon’un önemli olduğu gostermektedir.
Spor hekimliği yani gladyator hekimliği icin masaj ve termal
tedavinin buyuk onem taşıdığı bilinmektedir.
Allianoi’daki yerleşim dışı, yol ustu kaplıca yapısının boyut acısından
da hicbir analojik benzerinin olmaması bu noktada cok onemlidir.
Allianoi kaplıcasının merkez Pergamon kenti siyasi gucu
tarafından onemli bir mimari yatırımdır ve bunu gladyator hekimliğiyle
acıklamak da en mantıklısıdır.
Boylelikle Galenos oncesi Pergamon Hekimlerinin tıbbi
masajlarıyla un kazandığı yerin de Allianoi olduğunu ileri surmek yerinde
olacaktır.
Başlangıcta gladyatörlerin tıbbi masaj tedavisinde kullanılan Allianoi
kaplıca kompleksine hastanenin ilavesiyle bu sefer de gladyatorlerin tıbbi
ve cerrahi tedavisinde kullanılmaya başlanmış ve bu hastanede M.S.157-162
yılları arasında Galenos gladyatörleri tedavi etmiştir.ator hekimliği
yapmıştır.