9 Ekim 2022 Pazar

 SINIF İLİŞKİLERİ

 

17.yy monarşisi zamanında Fransa Burjuvazisi hala kralın gözünden düşmemeye çalışıyordu. Krallığın koyduğu düzenlemelere bağlı kalıyordu.

Yerel yönetim giderek krallık denetimlerine bağlı.

Belediye başkanını genelde doğrudan kral seçiyor.

Merkezi bir devlet kurma çabası burjuvazinden daha çok krallık bürokrasisinden kaynaklanmıştır.

Artı ürünün oluşmadığı bir yerde monarşi kendine müttefik yapmak istediği bürokratın gelirini nasıl/nerden sağlayacak. 

Fransız monarşisi bu duruma, bürokratik mevkileri satarak çözüm bulmaya çalıştı.

 Bu yöntem burjuvaziye krallık bürokrasisine girme yolunu açtığı ölçüde krallığın bu sınıftan müttefik edinmesini sağlıyordu.

Önceleri bir devlet memurluğu satın alınarak elde edilen soyluluk statüsü kişinin kendi ile sınırlıydı sonra babadan oğula geçmeye başladı. 

14. Louis zamanında 3 kuşak boyunca aynı ailenin elinde kalırsa soyluluk statüsünün bağışlanması kuralı ortadan kalktı. 

Bu statü burjuvaların siyaset alanında bağımsız davranma isteklerini azaltılıyor. 

Bu da ancient regime in kendini devam ettirmesine yardımcı oldu.

Kralın mutlakiyetinin kaynağı da bu görevlerin satışından sağlanan paraydı.

Memurlukların satılması ilk başta feodalizme yani derebeylere karşı burjuvaziyi krala yaklaştırmışsa da zamanla burjuvalar feodal nitelikler kazanmaya başladı.

 Ve kendi konumlarını daha da sağlamlaştırmak için kendi aralarında birlik oldular.

Memurlukların satışının sona erdirilmesiyönündeki çabalara muhalefet ettiler.

 Bunu devam ettirebilmek için kullandıkları dil ise: doğal haklar, bireysel özgürlükler, toplum sözleşmesi vs. 

16. Louis tahta geçtiğinde eski düzene geri dönüldü.

Fransız toplumu İngiltere benzeri kentli burjuvaları andıran bir toprak beyleri parlementosu yaratamazdı çünkü Fransız monarşisinin gelişmesi, toprak sahibi yukarı sınıfların siyasal sorumluluklarının büyük bir bölümünü ellerinden almıştı ve burjuvazinin gelişme eğilimini de kendine yontmuştu.

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ÜTOPYALAR - 1

  ÜTOPYA VE GERÇEKLİK   Sosyalizm on dokuzuncu yüzyıl Avrupa’sının üzerine bir ütopya olarak çökmüştür. Bu ifade, kesinlikle şu iki t...